30 Aralık 2007 Pazar

si nemo a me quaerat, scio, si quaerenti explicare velim, nescio

Yazamadım birkaç gündür,inanılmaz yoğun günler geçiyor.Hem içeride hem dışarıda...

Cumadan başlayayım..Zeyneple erken buluşup konsey aktarımı için çalışalım demiştik de,ufak bir kriz yaşandı;ama atlatıldı neyse ki,benim olduğum yerde kriz mi kalır efenim =P Böyle de yüce bir insanım işte.Yemek yedik ettik,Melekler Kahvesine gidelim dedik,Zeynep de kart çıkartmış ayda bir bedava baktırabilme hakkı varmış,fal sevenler varsa aklında bulunsun...Fala kaptırmam kendimi ama severim ne yalan söyleyeyim.O akşamın etkinliği Ezginin Günlüğü'ydü tabii.Uzun zamandır arzu ettiğim şey nihayet gerçekleşti muazzam iki ses ve canlı performansı görülmeye değer yılların eskitemediği grup.1981 den bu yana var ve eminim de olacaklar .Berkant'ı taa Şilelerden kaldırdık getirdik,ayrıca da Can...ve daha birkaç güzel insan. Eğlendik yahu,özellikle "Bana Bir Koca Lazım" daki sololarımız unutulmaz...
Ateşe baca lazım,kitaba hoca lazım
Bana bi koca lazım,o da bu gece lazım
Ardından da Erenköy'e yolculuk.Sabah konsey aktarımı için Galatasaray Üniversitesi'nde olmamız gerekiyordu.Ah sanki ben Anadolu yakasında yaşıyorum,illa otobüse binelim köprü açık olur diye akıl veriyorum bir de,netice=geç kaldık =)
Çok kötü belki biliyorum ama bazen bekletebiliyorum.Ama bir özelliğim de var ki beklemeyi de severim beklettiğim için de kendime,kimi zaman çok kızamıyorum,madem
bekleyebiliyorum bekletedebilirim,evet. ehehehe
Aktarım işi beklediğimiz gibi olmadı aslında.Sabahlayıp kafa patlatmıştık çünkü çok öncesinden bu yüzden biraz moral bozukluğu oldu gibi ama yine de yılmamalıyız dedik,bu bir ilkti ve her ilk başarılı olacak diye bir kaide de yoktu.Neticede önemli olan bu on dört örgütlenmenin bir araya gelerek bir şeyler yapabilmesiydi.Haticeye değil neticeye bakmayalım,haticeye değer verelim dedik =)

Bugün de Kadıköy'de Togist toplantısı yapalım dedik,her şey Zeynep için.Yine de insanız napalım
(bkz. mekan evine yakın olduu halde en geç kalan yine o profili) Ancak gittiğmiz yere hayran kaldım diyebilirim."Sahaf" kafe..Sanki mühim bir mekanmış gibi resmen gezdim mekanı ama gezilecek cinsten.Duvarlarda fotoğraflar,plaklar,eski dergiler nasıl bir dekorasyon,benim çok ilgimi çeker bu tür şeyler..Oda tipi balkonları var,minik sandalyeler.Gözlemlediğime göre belli bir yaş grubuna da hitap etmiyor mekan,dershaneden çıkıp gelenler de vardı,köşe masamızda kafa dinleyip sohbet etmeye gelen teyzeler de..
Oturduğumuz katın duvarları sevgili Sunay Akın'ın eliyle yazdığı şiirlerle doluydu.Hatta şiirlerin altına bir de kendisiyle ilgili fotoğraflar koymuş,çerçeveletilmiş her biri.Pek severim kendisini de şiirlerini de..Çalışan arkadaşa sordum tabi,merak bende bitmez.Dedim,yoksa burası Sunay Akın'ın katı falan mı?Yok dedi,meğersem her ayın 15-16sında falan Sunay Akın'ın şiir günleri olurmuş orada öğlen 12'den akşam 18'e kadar.Birçok yazar şair katılıyor,sohbetler oluyor dedi.Ben bunu duydum ve acaba daha bilmediğim neler oluyor şu hayatta diye hayıflandım.Kaçırdığımız günlere mi yanayım,gelecek günlere daha mı sıkı sarılmalıyım acep =)

Toplantıdan sonra gelen bir haberle NesMerŞen yapacağımızı öğrendim ve uçaraktan Taksim'e gittim.Özlemişim kerataları..Bundan sonra giysi dolabımı açtığımda,askıdakilerin halay çektiğini görürsem şaşırmayacağıma söz verdim kendime(bkz. geyikler).Bugün evden çıkarken Mersin'i anmıştım aslında.Kendisi yıpyırtık bir converse iyle meşhurdu bir zamanlar
(hey gidi günler hey)
Nitekim benimkilerde artık o yolda =) Yahu Mersin dedim şu Facebook'ta bir grup açsak da,adını converse dediğinin yırtık olanı makbul falan koysak,akşam eve gelince hemen açmış o da.

Ve artık bir yılı daha bitirdik,kim bilir neler yaşadık öyle değil mi,en mutlu "an"ımız hangisiydi,ya da en olmasını istemediğimiz "an"ı..Her şey bitiyor bir şekilde ve geçiyor,biraz daha zaman birikerek üzerine.Kimi zaman unutulmaz güzellikler katıyor,kimi zaman da en acı şekilde sınıyor bedenimizi ve ruhumuzu,acı bir deneyim bırakıveriyor hayatımızın bir köşesinde...Kısacık ömrümüz var aslında,hayatın en gerçek anıyla yüzleşene kadar.Zaman'a inanıyorum,inanmadığım ölçüde ancak...


Herkesin dilediği,umduğu ve sonucunda beklediği gibi bir yıl olması dileklerimle efenim =)

Biterken eşlik eden Yansımalar'dan Bir Eski İstanbul...

Unutmadan;
başlık:z
amanın ne olduğunu biliyorum. ta ki biri onun ne olduğunu bana soruncaya dek...

Hiç yorum yok: