25 Aralık 2007 Salı

Bugün içimde eğlenmiyor çocuklar


Başlık nereden aklıma geldi derseniz,hem bugün içindeki yaşananlar,yapılanlar hem de minibüste dönerken çat diye aklıma gelmesinden derim.Sevdiğim bir Grup Gündoğarken şarkısıdır,İstanbul Atina İstanbul albümlerinden.Azıcık mırıldanayım hatta..
...
bugün içimde bir sıkıntı var
sebebi belli özledim seni
sen üzülme uzaklardandır

Parçanın adı sıcaklardandır güya,buz gibi havada aklıma gelen şeye bak!

Dersim erken bittiği için Zeynep'e söz verdiğimden onunlaydım bugün öğlen.Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine gittik.Kendisi psikoloji okuduğu için,doğal olarak içli dışlı.Ben neden derseniz merak ve ilgi diyelim daha çok.Kronik şizofreni servisindeki hastalara geçmiş bayram ve yılbaşı öncesi bir ön kutlama şeklinde parti verilecekmiş.Biz de onların yanında olmak için süsler götürdük.Bahçeye bir müzik ekipmanı kurmuşlar,gayet de güzeldi.Mısırlar,cipsler ve eğlendik beraber.Şarkı bile söyledim onlara,oynadık kimisiyle.Hatta haftaya salı da Galatasaray Üniversitesi'ndeki arkadaşlar ufak bir konser verecekler.
Değişik bir gün oldu o açıdan.Hayatın hem gerçek yüzü hem de yaşananların belki de ne kadar hayal olduğunu gördüm.Birçok dil bilen bir genç,şair bir bayan,cocuklarına balon götürecek bir teyze...Yaşananlar çok yoğun olduğundan,ifadesi ne buraya sığar ne de belki de anlatmak çok gelmedi içimden.Bende kalsın.Üstelik de sabahtan beri bir gariplik vardı,derste beynimi okuyan bir mekanızma olsa ve sesli yayın yapsa..felaket olabilirdi.Sorgulama süreçleri"m"den nefret ediyorum,mesela sevgili Faruk Hoca iktisadi güç dengelerini anlatırken,ben insanların neden devlet ve kurumlarını düşündüklerine anlam vermeye çalışıyordum,saçma bir şekilde.Anarşik mi olsam napsam :P
Bugünleri atlatsam gerisini hallederiz gibi geliyor,bakalım hayırlısı.Zeyneple rezilliğin sınırlarını zorladık bugün.Metroda kapı duvar bir yeri merdiven sanmamız,İstiklal'de aynı bakkala 3 kez girip çıkmamız-sebep;illa milka çilek-yoğurt arıyor olmam- Kara Kedi'de de bir posta rezil olmuşluğumuz var da nedense gelmedi aklıma.
Neyse efenim çikolatalarımızı aldık,açlıktan ölmek üzereyken zor attık kendimizi kafeye.Bir güzel yedik,çayları da içtik.Çikolataları da tatlı niyetine açıp,toplantı öncesi çalışma fln yaptık,benim şebekliklerim olmasa ah hayat ne boş olurdu :P
5 buçukta denilen toplantıya kimileri 7de katıldı(bkz. Bilgi-esin) bu sebeple kovulmadan da olsa,geceninn bir vakti bitirebildik şükür =)


Unutmadan..

1-Yolda gelirken Fatih'te bir duvarın üzerinde "Olursa seninle olmazsa ecelle" yazıyordu.Vay be dedim,o taş yıkılsa da yazıyı yazan yıkılmaz.eheheh

2-Kendimden çok farklı hayatları keşfettikçe hayat çok boş geliyor,nereye kadar...

3-En sevdiğim şeylerden biridir,yenmiş çikolata kağıtlarına notlar yazmak.Zeynep'e de yaptım,pek eğlendik :)










4-Oceans'a yeniden hayran kaldım(bkz. Body Shop'ta rezillik)

5-Yumurta yeniden Yeşilçam sinemasında oynuyor,izlemeyenlere duyurulur.

6-Bugünlük aramızda bulunamayan Erdener ve Berkant'a da fieshh diyerekten sesleniyorum.

Biterken eşlik eden parça Melih Kibar şarkılarından yapılan albüm.Elbette Çidem Talu sözleri ve Deniz Seki'nin sesinden;

Her şey seninle güzel,yolda yürümek bile
Olmayacak düşlerin,peşinde koşmak bile

Her şey seninle güzel,bu toprak bu taş bile
İçimdeki bu korku,gözümdeki yaş bile

Her şey seninle güzel,duyduğum bu ses bile
Yalnız içtiğim su değil,aldığım nefes bile

Her şey seninle güzel,bu yağmur bu kar bile
Yüzümdeki gözyaşının izleri
Onlar bile...





Hiç yorum yok: