19 Ocak 2008 Cumartesi

Böyle demişti rüzgar..


Karışık,karmaşık ve biraz değil baya baya yoğun günler geçiyor.Bir yandan finaller,bazen bilinçaltı oyunları bazen de beklenmeyenler...Hayat bu diyoruz,hayat bu komplike içinde sürecek istesek de istemesek de.Hep derim,insanız her şey mümkün.Her şey bizim için mümkün,şaşırmamak lazım,çünkü insanız.Ama şaşırıyoruz fazlasıyla :)

Taa geçen haftalarda sevgili kuzenim Mustafa ve dayımcımla YOTA'ya gittik.Esin ve Berkant da bizimleydi tabii ki.Gitmemiş olanlara şiddetle tavsiyemdir.Bilmiyorum,neticede herkesin espri anlayışı bir değil tabi;ama doğaçlama olduğundan beklenmedik ve tahmin edilmedik sözler,oyunlarla süregelen bir emek izlemeye bile değer..
(bkz.YOTA:Yersiz Oyuncular Tiyatro Atölyesi)

Geçen gün (perşembe) sınavı falan unutup Taksim'e koştum(gerçekten şaşırtıcı olsa gerek ?!).İrem,Erinç,Betüş Buğra ve Ceyda ile her saniyesinde komedi dolu dakikalr yaşandı.İnsan sevdikleriyle vakit geçirdiğinde zamanı algısı ortadan kalkıyor gerçekten.Daha sonra sevgli Emir de katıldı.Güldük,eğlendik,Kötülük başka bir şey,yatacak yerimiz var mı acaba
diye irdeledik :D İyi oldu hepimiz için,şahsen benim için gayet de moral depolama ve özlem giderme moduydu..İyi ki varlar :)

Hukuk finali sonrasında (çarşamba) bir Zeynep dopingi iyi geldi valla.Kahve Dünyası her derde deva hakikaten.Artık rutinleştirdik de iyi oldu bu.Bu sefer sevgili Esin yoktu,Ankara'da karlı penceresi önünden kahvesini yudumlayarak eşik etti bizlere.Yanımızda olmasa da varlığı yeter,kimileri böyledir işte.Oradan sonra Berkant gelecekmiş,Şilelerden :) Onu görelim dedik.Dedik de kovulduk.Milyonlarca "hıh"'ı hak etti.Bunu unutmayacağız,evet kesinlikle :P

Dün de final sonrasında kendimi yine Taksim'e attım.Bu sefer tadilatı bitmiş olan Tünel vasıtasıyla.Açıkçası biraz sinir oldum;çünkü tünele yeni bir araç koymuşlar,gerçekten de itici,napılır bilmiyorum ama hayatım bir anlamını yitirdi diyebilirim.Neyse o sinirle çıktım ve Topahane'ye doğru olan yokuşta yürüdüm kendimce,bakındım.İki tane pul koleksiyoncusu keşfettim ve çok hoşuma gittiler yahu.Benim de vardı defterim falan,sanırım İzmir'de ama..Şaka maka Galata'ya kadar yürümüşüm,sağıma baktığımda karşımda duruyordu kule.Ah dedim görceğim varmış.Ardından gerisin geriye yukarı yürüyüp,Asmalımescit'i de arşınladıktan sonra aldığım bir telefonla Çağlan ve iki arkadaşının da yanına uğradım.Sohbet muhabbetin ardından film zamanı yaklaşması sebebiyle yola koyuldum.My Blueberry Nights,Norah Jones ve Jude Law'dan tatlı tatlı bir film..Büyüsü bozulmasın,bahsetmiyim çok fazla yine de :)

Düne gelirsek sabah 9'da başlayan toplantılar silsilesiyle sürdü günümüz.Önce Karakedi ardından da Kahve Dünyası.Aslında İtü Gümüşsuyu'nda yapılacaktı ya.Ancak hala daha bir grup gencin toplaşıp bir şeyler konuşuyor olması birileri tarafından garip karşılanıyor.Hala aynı korkular.Bir gün geçer mi dersiniz?..İş güç,yapılacak bir ton şey bekliyor,yapacak olan da bekleniyor lütfen hattan ayrılmayın =)

Mavi Jeans bizim TogAtak'ların sponsoru diye,bir de t-shirt yapmışlar bizim için.Aylin Aslım,Teoman ve Mor ve Ötesi'nin bazı parçalarını basmışlar üzerlerine..Hatta "gönülçelen" baskısı ilginç olmuş,merak edenler olursa uğrayıp bir göz atsınlar efenim,belki alırsınız da :)

Bir de bugün doğumgünüm,yani yazıyı yayınladığımda çoktan 20siyle 2o olmuş olacağım.Yanımda olan olmayan,olamayan herkes sağ olsun..Kutlayan kutlamayan kutlayamayanlar da var olsunlar..Yaşlanıyoruz ama paslanmıyoruz..(bu da başka bir felsefem mi olsa acaba hmmm)

*Nergis çiçeğini çok severim.Sevgili Emir ve İrem şerefine ve toplantımıza da bir demet götürdüydüm.Şimdi de tam zamanı sanki,mis valla mis :)

*Sevgili Sadıkla konuşuyorduk.Zardanadam'ı biliyor musun dedi.Dedm bir şarkısını sadece;ama pek dinlemem yani.Neyse,netice itibariyle kendisi bu grubu sevmeme sebebiyet veren insandır.


Hepsi hepsi hayat nasıl olsa

Geçmez günler unut kendini
Bu hayat zor var mı çaresi
Zaman aksın hızına bakma
Seni dinlemez nasıl olsa
Bırak aksın seni de götürsün
Hepsi hepsi hayat nasıl olsa..
Kaçacağım

Kaçacağım bir gün buralardan,
Gözlerimi kapatıp, gökkuşağı düşleyerek…
Al beni rüzgar götür uzaklara, götür sonsuza…


Zardanadam
..

*Övgü ve Erinç'e de özel teşekkürlerimi bir borç bilirim.
Geç kazanılmış;ancak kaybedilmeyecek dostlar.(ben bu sözü bir yerden mi çaldım ;) )

*Kadim dostlarımdan Yiğit'in muazzam hediyesi ve yanında da kesmesi için yardım edecek diye gönderdiği şahsuzat,Ashton Kutcher..Alem bir insan yahuu,çok yaşasın emi..




5 yorum:

Adsız dedi ki...

canım iyiki doğdun :) kutladım gece ama birde burdan tarihe not düşeyim istedim .(hatta 3lü gece sohbetimize ne demeli :))
uzakta olmakta ne zormuş canım sizden.kahve dünyasını , akşam gezmelerini , hatta belki partileri kaçırmak zor zanaat ama napalım bu seferlik
af ola :)
hemen gelsemde koccamaan sarılsam size :)

Emir Bey dedi ki...

nice mutlu yıllara efendim !

inşallah nasıl istiyorsanız öyle olur bu yaşınız !

curie dedi ki...

Sevgili Esinim;

saol x birkaç milyon kez.
Unutulmuyorsun,gel hele kulakların tez çekilecek,bu ayrılığa dayanamıyoruz gayrı =)


Sevgili Emir Bey;

hepbirlikte efenim.Dileğiniz için de çok çok teşekkür :)

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Yazar cok tesekkurler...

Selamlar Kubra