4 Temmuz 2007 Çarşamba

Sevgili Eski Dostum;



















Nedense birden aklıma geliverdin..saat 3.33 suları.Perşembeye adım atmış durumdayız 3 saat 33 dakikadır.

Perşembeleri severdik aslında,cumaya yakındı,cumaları özlerdik beraberken,okul çıkışlarını iple çekmez miydik?Metronun orada sebep neyse pineklemeyi ve bunun sonucunda bir hıdırellez günü sana geç kalışımın haklı sebeplerini anlatıp durduğumda sinirden gülerdik.Anılar su yüzüne çıkıverdi.Seninle benzer şeyler severdik,aklıma da oradan geldin çattın zaten.

Geceleri evanescence-Solitude'la korkardık.Susuyor musun,peki ben devam ediyim.Ne diyordum,evet solitude,ürpertirdi beni.Eminim en az senin kadar korkardım bu şarkıdan.Yalnızlığı anlatıyordu,bakar körlüğü,çaresizliği ve de her şarkının az biraz kaderi "imkansızlığı".Senin öncesinde benimse sonrasında yaşadıklarımız aynı şeyler.Kaderini insan kendi seçimleriyle belirlemiyor mu?Ne dersin bu konuda,katılıyorum dediğini duyar gibiyim.Yanında olsam iğrenç espirimle-ha ha ama gülmekten- şeklinde bir eklenti yapacağımı çok iyi tahmin edersin sen.Seni o düşünceli ve derin halinden bir anda alabilirdim,bilirsin.Ve bilirim beni bildiğini,iğrençliğimden iğrendiğini bilirim.Ama severdin sen beni,sevmeyeceğinden hala daha şüphe etmiyorum aslında ve beni en iyi anlayanlardandın,o kadar iyi biliyorum.

Seninle birlikte çizerdik sıkıntıları ve karalardık ardından.Aşklar bitirilmezdi her şeye inat,fazla ciddiye aldık bunları.
Sahil boyunca yürürdük okuldan sonra.Ben deli miydim o zaman?
Sana gelir,kendi evime geri dönerdim gerisin geriye.Mesafe de az değildi hani,otobüsle bilmem kaç durak.İşim gücüm terslikler ve çoğu zaman da gereksiz zımbırtılar.Sahilden kırmızı balonlar bırakırdık,ya da kaçırırdık elimizden,üzülmemek için hatırlamak istemiyorum şimdi sebeplerini.Alt tarafı "cisim" dediğimiz şeylere yüklediğimiz anlamların haddi hesabı yoktu.Gençlik işte.Hem ben deliydim zaten hiç de akıllanmadım ki..Ama seninle "eğlendim" derdim.Dinlerdim,dinlerdin,ama kabul edelim en çok ben dinledim,bu yadsınamaz bir gerçektir.Öss ve gereksiz paragraf kalıpları...Sıkıldın mı yine,seni sıkmak en başarılı işimdi diye hatırlıyorum.

Kumru yemeye kaçalım mı büyüyünce,çocukken hiçbir şey anlamamışım,tadı damağımda o yağmurlu günün.Çılgınlığı seviyorum ya,olmadı ben cipsimi ve dondurmamı alıp sana geliyim,kaynatırız biraz-ne çılgınlık ama-..Neyse ben kola içmiyorum,şeftali suyu tercihimdir ya da su,suyu çok severim biliyorsun,kahvaltıyı bile çay yerine suyla ederim.Portakalı tuzlayıp yerdim de gözünle görene kadar inanmazdın.Biliyorum "insan" dedin yine içinden-bana böyle bir anlam yüklemiştin kendince-.Telefonun çaldığında ekrandaki isim -homo sapiens-.Artık aramıyor değil mi,keza sen de ona öylesin.

Mutlu olup olmadığını bilmiyorum,sadece duyuyorum.Senin için bunu hep diliyorum.Ağlayarak ayrıldık biz son kez ve ellerimizin sıcaklığını hala unutmadım.Gözlerindeki derinliği gözlerimle gezerken hiç kaybolmadım,korkmadım eski dostum.Senin gerçekliğinden şüphe etmedim,sana o kadar inanırdım çünkü.İsimde değildi gerçekler,hissettiklerimdeydi.Hayatlarımızı şekillendiriyoruz artık öyle ya da böyle.Yaşanması gereken şeyler vardı,yaşanmayı bekleyen günler bir o kadar.İçimizdekiler çığ olmuştu yuvarlana yuvarlana.Hep dedim sana sal gitsin daha fazla büyümeden.Olamadı,beklenenler gibi gitmedi hiçbir şey.Alınacak dersler bitmedi henüz,daha yeni başlıyoruz..ve şimdiden sonrası korkutuyor beni..Çok erken miydi geç mi kalmıştı söylenecekler?Susuyorsun değil mi,üzülmüyorum,beklemiyorum,güzel şeyleri hatırlıyorum hep,tıpkı bu vakitlerde aklımın bir köşesine geldiğin gibi.Şimdiyse gitme zamanı..

Her şey için teşekkürler
iyi uykular

Hiç yorum yok: