10 Temmuz 2007 Salı

ho rtla ya n bil inç al tın ın se rüv enle ri "1"

Tam bir cinnet anı dediğimiz zamanlarımız olmuştur mutlaka.hayat monoton gibi görünse de daima bir devinim içinde aslında.ufak bir ruh hali değişimi,aklın karışması ya da ufacık bir sohbette çığırdan çıkma durumuna gelebiliyoruz.insan sürekli kontrollü olamıyor malesef,ki olunsaydı da sıkıcı olurdu,bazen çatışmaktan zevk alıyorum,kendime itiraf etmeliyim.

Bazı anlarda,bu çatışma olsun olmasın,öyle doluyor ki insan içindeki şey,her neyse kademe kademe yükseliyor ve sonunda patlıyor.birikim birikim..rahatsız edici,ki ben çok yapıyorum,tavsiye etmiyorum.evet sabır güzel bir erd
em;ama karşınızdakiler de bunu kullanmadıkları sürece. işte böyle anlarda elime geçen herhangi bir şeyle şayet kimse karşımdaki ortadan kaldırasım geliyor.canilik mi,katillik mi,böyle sevgi,böyle aşk,böyle arkadaş,böyle bir evlat olamaz mı...bence bunun tanımı yok,uygun bir şey bulan olursa paylaşsın,bu derin bir ruh hali göstergesi.o anda ölecek,ben hırsımı alacağım ve birkaç dakika sonra pufff diye yeniden canlanacak.bu kadar basit.

Sanırım hastalıklı bir insanım,evet evet kesin çocukluğuma inilmeli,derin sorunlar var.bu gidişle anlık iç patlamalarım seriye bağlanırsa pek fena sonuçlarla karşılaşabiliriz. =) her şeyin tek sorumlusu benim,kabul ediyorum.


Çocukken kuzenlerimle bahçedeki toprakları kazar,omur şeklinde kemikler bulurduk.belli ki birileri önceden kedileri öldürmüş ve her ne hikmetse oraya gömmüştü.ya da gariplerim bulundukları yerden sızıvermişlerdi toprağın altına.neyse,ancak kedi kemikleri o şekilde olabilirdi,bir köpek olabileceğini hiç düşünmedim.sanırım canlı olsa o kadarcık yere bir köpeğin sığabileceğine inanmayışımdandı bu.ama orası kediler için iyi bi mezardı.sol yanında erik ağacı,sağ yanında şeftali,bir de yediverenler vardı çevresinde,kediler yine dört ayak üstüne düşmüştü,çamurları suyla karıştırır havuz yapardık kazdığımız yerleri,bir
de solucanlar yakalardım,zararsız omurgasızlar,onlara üzülürdüm nedense..

Eski evimizin bahçesinde büyük bir depo vardı.içinden devasa bir çam ağacı geçer taraçadan yükselirdi.keşke orayı hayalimdeki bir yaşama alanına çevirebilseydim.karanlıktı ve eminim böcek kaynıyordu,fare olsaydı bilirdik,sadece çok fazla örümcek ağları vardı,yüzüme değer hapşururdum.rutubet ve ahşap karışımı bir şeyler kokardı.ama yine de gider gezerdim,sepetleri ve alet takımlarını karıştırırdım.silah işi ya
pıyoruz ve depoda mallar da bulunuyordu.boş fişekler bulurdum,kırmızı yeşil beyaz renklerde,parmaklarıma takardım.babamların bisikletleri de orada dururdu.binmeyi denerdim,bir kere düşmüştüm çıkmak için debelenirken ve türkan yenge hırsız sanıp korkmuştu,nasıl kaçtığımı bilmiyorum ama yazarken bile o heyecanı yeniden kı hissettim.balkon duvarındaki doldurulmuş kurt kafasını da unutmamak lazım tabii..değişik geliyordu.üstelik ilginç.annecim çok titizdi ve beni orada görse kıyameti koparırdı,ama bu ayrı bir zevk veriyordu,sizce de öyle değil midir ;)

Kedilerle ne alıp veremediğimiz varsa..altı yaşlarındayım sanırım,bir gün tahtadan bir sandık çaktık ve bir kedi yakalayıp içinde yaşatıcaz,kuzenler de az
değildi.yakaldık kediyi çuvala koyduk nasıl debeleniyor ama,o anda öyle bir bağırmıştım ki,kuzen çuvalı bırakıvermişti elimden.-"kedi öldü kediöldü" diye ağlamaya başlamıştım,annemler duymasın diye kuzenin biri ağzımı kapatıyordu:-"sus be sus yok işte bir şeyi".sonra onlar bu durumdan sıkılıp maç yapmaya gitmişlerdi,kediye karşı kendimi suçlu hissettim ve babannemin cüzdanından para alıp bakkaldan kediye süt aldım,döktüm bir tasa ve bekledim,aklımca ona karşı olan vicdan borcumu ödeyecektim,tabii ki gelmedi,dolandım "pisi pisi" demekten dilimde tüy bitti,ama yoktu.
sevgili kedimen yaşıyor ve ben
i duyuyorsan lütfen affet..



serüven duraklarında eşlik eden Charles Aznavour "Hier Encore"...

2 yorum:

t.o.g.y.y | tsunami dedi ki...

"kediciiik cannnımmm"mış meğer "tinerciiii"nin altyapısı :D
senin insanlara ve hayvanlara hatta bilimum canlı-cansız varlıklara sevgi taşması yaşaman, bir gün zarar getirecek diye endişelenmesem, ben de salacağım kendimi olacağım şinanay-iki .. :)
bir gün geldiğinde bilinçaltında tsunamiyle ilgili okumak dileğiyle.. {kendime paye :p}

curie dedi ki...

inşallah canım bir gün ona da denk gelebilirz inşallah da ben blogu baya bir boşladım sanki :)) ee ne de olsa "bilmem,ilk kez el sallıyorum"